Astımı tetikleyen faktörlere yönelik izahat meydana getiren Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu nefes darlığı, hırıltılı nefes alıp verme ve göğüste sıkışma şikayetlerinin astımın habercisi olabileceğini belirtti.
Viral enfeksiyonlar, polenler, ruhsal durum, temizlik maddeleri, kokular ve spreyler, ev ve işyerinde tozlu-tüylü eşyaların oluşturduğu ortam kirliliği, tütün ürünleri, temizlenmemiş klimalar ve hava kirliliği, yiyecek buharı ve beslenme düzensizliklerinin astımı tetikleyen faktörlerdendir.
Astımın bilhassa tekrarlayıcı, gece ve sabaha karşı ortaya çıkan, alerjen maddeler ve çevresel maruziyetlerden etkilenerek, mevsimsel bir durum bulunduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, öksürük, nefes darlığı, hırıltılı nefes alıp verme ve göğüste sıkışma şikayetlerinin astımın habercisi olabileceğini belirtti.
AA’nın haberine gore; Kansu, bilhassa ilkbahar aylarında astım atağında artış yaşandığını ve tedavi edilmesi icap ettiğini bildirdi.
“Erken dönemde göğüs hastalıkları tarafınca değerlendirilmelidir”
Mevsim değişikliklerinde çevresel ısı farklılaşmaları dönemlerinde daha yoğun gözlenen viral enfeksiyon etkenlerinin astım tanısı almış hastalarda ataklara niçin bulunduğunun altını çizen Kansu, şunları kaydetti:
“Astım ataklarına kadar gidebilen oldukca gürültülü klinik durumlara niçin olabilir. Üst solunum sistemi enfeksiyonu şikayetleriyle süregelen, yaygın gribal bulgularla (burun akıntısı, kas ağrısı, yaygın halsizlik) seyredebilen hatta pnömoni gelişimini kolaylaştıran bu durumlarda astım hastalarının mevcut klinik durumlarından daha fena bir hale gelebilecekleri unutulmamalı ve erken dönemde göğüs hastalıkları tarafınca değerlendirilmelidir. Kronik hastalıklarla takip edeni olanların bu dönemlerde aşılamalar açısından hekimleri tarafınca yönlendirilmelidir.
“Hastalarımızın lüzumlu olmadıkça dış ortamda ve yoğun olarak maruz kalacakları yeşil alanlarda bulunmamaları gerekir”
Bilhassa alerjik şikayetleri ön planda olan, alerjik rinit tanısı ile de takip altında olan hasta gruplarında bu polenler nefes darlığı, öksürük, hapşırık, gözlerde yanma-kaşıntı, burunda akıntıya sebep olabilir. Ağaçlardan yayılan tüylü-lifli polenler, çiçek aromaları, çiçek tozları, ot ve çimen ile temas azaltılmalıdır. Havada uçuşarak yayılabilen dış ortamdaki bu polenlerin ev ve emek verme ortamından uzak tutulması için havalandırmada kullanılan pencerelerde sineklik şeklinde bir önlemin alınması da etkilidir. Bu dönemlerde hastalarımızın lüzumlu olmadıkça dış ortamda ve yoğun olarak maruz kalacakları yeşil alanlarda bulunmamaları ya da maske takmaları gerekir. Ek olarak göğüs hastalıkları kliniklerinde meydana getirilen alerji testleri ile hangi etkenlere karşı hassasiyetlerinin olduğu saptayabiliyor ve buna yönelik olarak tedavilerini de düzenleyebiliyoruz.
“Temizlik yaparken oldukça dikkatli olmalıyız”
Çamaşır suları, yumuşatıcılar, deterjanların yanlış kullanımı, oldukca oranda ve karıştırılarak kullanılması ciddi bronşial daralmalara hasarlara sebebiyet vererek yoğun bakımda takip edilen hastalar bile olabiliyor. Bu sebeple temizlik yaparken oldukça dikkatli olmalıyız.”
Halı, kilim, perde, yünlü yastı ve yorgan seçimine itina gösterilmeli
Kansu, alerjik şikayeti olan hastaların halı, kilim, perde, tüylü yünlü yastık yorgan seçimine itina göstermeleri icap ettiğini aktararak, şu ifadeleri kullandı:
“Ev tozu akarları, mite-akar gelişimini kolaylaştıracak bu tür eşyaların kullanımı, temizliği haftalık yıkanması ve ütülenerek kullanılmalıdır. Evde yaşanılan mekanlarda sadelik, her yerde kalabalık eşyaların olmaması, çocuk odalarında tüylü oyuncaklar ve eşyalar için kapalı kutuların dolapların olması önemlidir. Benzer şekilde evde bakılan hayvanlar kedi, köpek, kuş ile temas aynı ortamda bulunmaları, tüyleri, atıkları, kokuları, bakım ve temizliği ile ilgilenmek de astım hastalarının şikayetlerini artırıyor. Gece yatılan odada bulundurulmamaları gerekiyor.
“Filtresi tertipli değiştirilmemiş klimalar astım hastaları için risk oluşturuyor”
Bakımı yapılmamış, filtresiz ya da filtresi tertipli değiştirilmemiş klimalar astım hastaları için risk oluşturuyor. Bu risk alerjenler polenler kadar enfeksiyon hastalıkları açısında da tabloyu kötüleştirmektedir. Bir tek kendi evimizde ya da işyerinde değil dinlence için konakladığımız otellerde tesislerde de (lejyoner hastalığı) karşımıza çıkmaktadır. Bu cihazların, havalandırma sistemlerinin servislerce tertipli bakımı ilk alınacak tedbir olmalıdır.”
Yiyecek buharı ve mutfak ürünleri astımı harekete geçirebilir
Kansu, yiyecek buharı ve mutfakta kullanılan bazı ürünlerin astımı harekete geçireceğini vurgulayarak sözlerini şu ifadeler ile noktaladı:
“Evlerimizin mimarisi, dış çevre ile olan ilişkisi havalandırılması bilhassa mutfakta yiyecek pişirilirken kullanılan ocak, fırın, ısı tesiri, buğu, yağlar baharat karışımları astım semptomu olan hastalarımızda bronşial hassasiyeti arttırabilir. Bu kişiler artan nefes darlığı, öksürük, balgam şikayetleri ile hekime müracaat ediyorlar. Bu tür meslek grubu kişilerde de dönem dönem benzer durumlar oluşabilir. Doğalgaz-kombi, ocak, fırın bakımları, havalandırmanın gözetilmesi, aspiratör kullanımı öneriyoruz.”