Bülent Arınç’tan canlı yayında ‘İmamoğlu’ sözleri! “Damdan düşenin halini damdan düşen anlamış olur” dedi ve ekledi: Bunu yapmayın diye yalvardım – Haber Gönder

22’nci Dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç Habertürk TV’de gazeteci Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtladı. Arınç, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mahkumiyeti ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunmuş oldu. İşte haberin bilgileri…

Bülent Arınç’ın açıklamalarından satır başları:

• 22 yıldan bu yana başat rol sayın Cumhurbaşkanımızın. Seçmen kesiminde ‘Güvendiğimiz insan, bununla yola devam edebiliriz’ beklentisi vardı.

• Şu anda büyük seviyede bu beklentiler karşılanıyor. Dışarıdan para bulunuyor. Fakat şu anda tam kafi mi derseniz? Hayır, başka şeyler yapmanız lazım. 5 ayda bu mevzuda topluma itimat verilebilirse bu seçim kazanılacak, bundan inanırım. Ben bunu anlatmaya çalıştım.

• Bu trend bu şekilde devam ederse elbet ilk turda kazanacaktır. Benimle meydana getirilen mülakatta ikisini de ele aldım. Bilhassa sayın Cumhurbaşkanının bu seçimi kazanabileceği mevzusunda toplumda beklenti oluştu.

• Muhalefetin kendi içindeki tutarsız hali adaylık noktasından başlayarak, sayın Davutoğlu’nun ‘6 tane parti başkanı onay vermezse Cumhurbaşkanı herhangi bir şey yapamayacak. Eğer partilerden bir tanesi ayrılırsa kriz çıkacak.’ sözleri, esasen tedirgin olan seçmen tarafında, bu tarafa doğru, ‘daha yeni başlamadan birbirine düştüler’ şeklinde negatif anlamda bir beklenti ortaya çıktı.

• Bunun da sayın Cumhurbaşkanımıza yönelme mevzusunda, ortadaki gri alanın sayın Cumhurbaşkanı ve partisine doğru döndüğünü tespit edebiliyorum.

SİNAN ATEŞ CİNAYETİ

• Rahmetli Sinan Ateş’i tanımam. Vefatıyla birlikte içimiz yandı. Bu tür vakalarda bizim herhangi bir şey söylememiz direkt, bir yanda yer aldığımızı söylememiz, birileri tarafınca istismar edilebiliyor.

• Bir müslüman olarak arkasından ‘Fatiha’ları, ‘Yasin’leri okuduğumu söyledim. Bu mevzuda yorum yapmak istemedim. Tam da olayın üstüne gidilirken ‘Sen ne karışıyorsun?’ deyip hazırda bekleyen insanoğlu var. Bunlar sövgü ve hakaret timleridir. Nerede olduklarını hepimiz bilir.

• Orada bir Erbakan hocamızın örneğini verdim. Bu şekilde hususlarda derdi ki, örneğin bu kardeşimizin vefatında diyelim, hakikaten bu alçakça katliam, fakat burada savcılık soruşturma açtı. Benim için güvence şudur. Sayın Cumhurbaşkanımızın yakınlarından aldığım bilgiye bakılırsa bu hadiseden olağanüstü üzülmüş, ‘Bunu araştırıp bulacaksınız, bana sonucunu getireceksiniz’ demiş.

• Öteki tarafa bakmış olduğunuzda aynı topluluk içinde değişik adlar değişik şeyler ortaya koyuyorlar. Bunların bir kısmını tanıyorum. 80 ülkücüleri beni gerçek abileri olarak kabul ederler. Ben Manisa ülkücülerinin davasını 3 yıl takip etmiş insanım.

• Siyasal anlamda hiçbir vakit ülkücü olmadım; fakat ülkücülerin davasına yürekten inanan insanım. ‘Kanımız aksa da zafer İslam’ındır’ diyen insanlarla hiçbir ayrılığım olmadı. Bu mevzuda bildiğim bir şey yok.

• Kabahat belli; katliam. O suçlular araştırılırken ‘Bence budur, şudur’ demek esasen doğru değil. Bugün oldukça kıymet verdiğim gazetece arkadaşımız bana bildiri atmış; ‘madem suçluyu biliyorsun niye söylemiyorsun’ diye. Ben suçu biliyorum da suçluyu bilmiyorum.

• Rahmetli Sinan Ateş’e gönlümden parça koparak üzüldüğümü ifade ediyorum. Minik yaşta babasız kalmış, eşinin acısıyla yanıp tutuşan hanımefendiye karşı yapacağım desteği içsel anlamda hayata geçirmeye çalışıyorum.

“CUMHURBAŞKANI BU SEÇİMDE ADAYLIĞINI KOYABİLİR”

• Sayın Ahmet Necdet Sezer’in görevi bitmişti. 4-5 ay daha sayın Sezer Cumhurbaşkanlığını sürdürdü. O gün Sezer’e bir şey demeyenler vardır. Anayasa’nın 116’ncı maddesi halen yürürlükte. Sayın Cumhurbaşkanı bu seçimde, ki 1 ay önceye alınmış seçim, bence adaylığını koyabilir. Buna karşı çıkılmasını karşıcılık açısından doğru bulmam.

• Meydana çıkarken baş pehlivan benzer biçimde çıkarsınız. Aday olamazsınız diye mazaretler üretirken, bir kısmı hukuki, bir kısmı siyasal. Seçim kanunu ‘Nisan ayından ilkin olursa ikimiz de seçime varız’ demişti 6’lı masa. Cumhurbaşkanı 14 Mayıs’ı, Bahçeli de 14 Mayıs’ı işaret etti.

• Bu tarihte yeni seçim kanunu uygulanır diye düşünüyorum. Bu benim kişisel düşüncem. Hukuki, siyasal görüşlerine ehemmiyet verdiğim Taha Akyol, Fehmi Koru da ‘kesinlikle aday olması imkansız’ mevzusunda. Beni bağışlasınlar. Yeni seçim kanunda geçerli olduğu kanaatindeyim.

• 14 Mayıs’ın arkasında oldukça durduk. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Yeter artık söz de karar da milletindir’ dedi. Biz bu seçimle oldukça seçim kazandık. O günün otokratik rejimine karşı Menderes ve arkadaşlarının ‘Yeter söz milletindir’ sloganıydı. Bugün bunu yine kullanacağız benzer biçimde düşünüyorum. 14 Mayıs’ı isteyen istediği şekilde konuşabilir, mühim olan milletin vereceği karar.

• 6’lı masanın toplantıları, ne konuştukları, hangi bildirileri yayınladıkları mevzusunda oldukça ilgili değilim. Kendimi bununla ilgili görevli görmüyorum doğrusu.

“İTTİFAK SİSTEMİNİ BİZ GETİRDİK”

• Bu ittifak sistemini biz getirdik. Cumhur İttifakı getirdi. Tüm partilere eşit olarak bazı haklar tanıdığına inanıyorum. Cumhurbaşkanı yardımcıları diye anayasada tabir var. Sayın Fuat Oktay’la devam ediliyor.

• Yarın Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı sayısını arttırabilir. Kulağıma geldi, her birisi Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak, partilere belli oranda bakanlık verecek. Bu anayasa hükümleriyle açıkça çelişen uygulama.

• ‘Cumhurbaşkanı karar alırken bizim onayımız olmadan almamalı’ diye bir söz anayasa ile bağdaşmaz. İstişare mekanizması olacak, olmayacak onlar düşünsünler.

• Kendileriyle de daha ilkin görüştüm. Biz uzun seneler beraber olduk. Davutoğlu bakan olduğu gün ben de bakan oldum. 2014’ten sonrasında sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle, bizim onayımızla Başbakan oldu. 13 seneye yakın Başbakan Yardımcılığı yapmış oldu. Dışişleri Bakanlığı, baş müzakerecilik yapmış oldu. Ben hükümet sözcülüğü yaptım. Cemil Çiçek’ten almıştım.

“‘ONLAR HAİNDİR’ SÖZÜNÜ KULLANMADIM”

• Biz bu işi layıkıyla yaptık. İçeride konuşulanları benim oldukça iyi ambalaj için sunmam lazımdı. Bunun altında ben senelerce ezildim. Bunun kadrini, kıymetini başkaları bildi mi bilmedi mi? Biz hükümet içinde meydana gelen, hükümet üyeleriyle ilgili mevzularda birbirimizin hususi durumlarını, kamuoyunun bilmemesi ihtiyaç duyulan şeyleri dışarıda konuşmamalıyız. Bu iki insan ayrı parti kurdular. Bizimle savaşım ediyorlar. Kökten yanlış. Aramızdaki geçmişteki yazgı beraberliğini yıkar anlamına gelmez. Ben hiçbir vakit ‘onlar haindir’ sözünü kullanmadım, kullanamam. En hususi durumları beraber yaşadık.

• Cüneyt Arcayürek kalemi keskin gazeteciydi. Toprağı bolca olsun, bizlerden yaşça büyüktü. Rahmetli Demirel’in yanında danışmanlık yapmış. Görevden ayrıldıktan sonrasında içeride ne olup bittiyse, sayın Demirel’i de rencide edecek pekçok şeyi hatıralarında yazmış. Bu niçin yazılır? Biz hükümette en mühim kararları aldık. Bu tarz şeyleri son çıkan kitabımı okusunlar. Orada yaşadığımız olaylardan.

• Süleyman Şah Türbesi’nin oradan alınıp, buraya getirilmesi. Bunu CHP oldukça kullanıyor. Bu IŞİD tehlikesine karşı alınmış karardır. Musul’da neler yaptık, insanları kurtardık. Ben bu tarz şeyleri anlatmam, anlatamam. Ben sayın Babacan’a da sayın Davutoğlu’na da oldukça kırıcı olmamalarını düşünüyorum.

BABACAN’IN SÖZLERİNE TEPKİ

• Birilerinin elini ovuşturup da ‘ne güzel birbirine söz söylüyorlar’ demesine gerek yok. Biz birbirine söz yetiştiriyor diyemeyiz. Kimseyi itham etmeden genel prensipler içinde yaptıklarımızı ortaya koymalıyız. Sayın Babacan kıymetli insandır. ‘Ekonomiyi ben düzelttim, 6 sıfırı ben attım’ diyor. Birlikte bakanlık yaptık. Ben oldukça mühim mevzularda başbakanın siyasal iradesi olmadan adım atmadım.

• Bizim hükümette bulunduğumuz dönemlerde sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘hayır’ söylediği hiçbir şey yapılmamıştır, aslan oranı ona aittir. Bu tarz şeyleri ‘ben yaptım’ demek yerine ‘Sayın Başbakanın izniyle biz yaptık, hep birlikte yaptık’ demesi lazım. Siz benim ağzımdan asla duydunuz mu? Ben 11-12 bakanlığın içinde bulunmuş olduğu kurumun başındayım.

EKREM İMAMOĞLU’NUN MAHKUMİYETİ

• ‘Damdan düşenin halini damdan düşen bilir’ diyorlarsa Ekrem İmamoğlu ile başka vakalar içinde paralel oluşturmak oldukça mümkün. Ben 5 yıl ağır hapse mahkum oldum. 2 yıl sonrasında beraat ettim. Arkasından milletvekili, Meclis Başkanı, Başbakan Yardımcısı oldum.

• Sayın Cumhurbaşkanı da hapis yattı, Başbakan oldu, şimdi Cumhurbaşkanı. Tüm bu tarz şeyleri icra eden bir insanoğlunun ‘biz buna siyasal yasak getirelim, birileri getirsin’ derseniz, benim 3 yıl evvel konferanslara bakınız, bu kişiyi büyütürsünüz. {Hiç de} emeline ulaşamazsınız.

• Kimin önüne değişik şekillerde geçerseniz o adamı büyütürsünüz. Bunu yapmayın diye yalvardım. Bir ihtimal sakalım yok diye dinlemiyorlar. Her ey aşikar, bu hakim şu şekilde demiş, o hakim araya girmiş vs. Hiçbir şey gizli saklı kalmıyor. Bugün her şey ortada. Toplumsal medya bir taraftan, ortaya çıkan fotoğraflar öteki taraftan…

ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Davutoğlu’ndan Erdoğan’a cevap! ‘Madem bir yolsuzluk iddiası var…’

Bolu Belediye Başkanı Özcan: Kılıçdaroğlu’ndan daha tahsilliyim!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 Mayıs çıkışına CHP ve İYİ Parti’den ilk yorum!